
Felç, Multiple Skleroz (MS) ve serebral palsi gibi nörolojik rahatsızlıkların yol açtığı spastisite, hastaların hem hareket kabiliyetini hem de günlük yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Ancak tıp dünyasındaki gelişmeler, bu rahatsızlığın artık daha etkin bir şekilde kontrol altına alınmasına olanak sağlıyor. Konya fizik tedavi merkezlerinde uygulanan gelişmiş tedavi protokolleri, spastisiteyle mücadelede umut verici sonuçlar ortaya koyuyor.
Botulinum toksin enjeksiyonları, robot destekli egzersiz sistemleri, nöromodülasyon teknikleri ve yoğun fizik tedavi protokolleri sayesinde, kas sertliği azalıyor ve hastaların fonksiyonel bağımsızlığı yeniden kazanılabiliyor.
Dr. Muhammed Şahin: “Spastisite tedavisinde bireyselleştirilmiş yaklaşım şart”
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Muhammed Şahin, spastisitenin her hastada farklı bir seyir izlediğini belirterek, tedavinin mutlaka kişiye özel olarak planlanması gerektiğini vurguluyor. Konya fizik tedavi doktorları arasında spastisite yönetimi konusunda uzmanlaşan Şahin, “Felç ya da MS geçirmiş bir bireyin kas kontrolü, bir başka hasta ile aynı düzeyde değildir. Bu nedenle standart bir protokol değil, kişiye özel programlarla ilerlemek gerekir” diyor.
Dr. Şahin’e göre spastisite yalnızca kas sertliği değil, aynı zamanda hareket kısıtlılığı, ağrı, postür bozukluğu ve yürüme problemleri ile de birlikte seyredebilir. Bu nedenle bütünsel ve disiplinler arası bir yaklaşım tedavinin başarısını artırıyor.
Botulinum toksin enjeksiyonlarıyla kas gevşetiliyor
Spastisite tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biri olan botulinum toksin enjeksiyonları, doğrudan kas içine uygulandığında sertliği azaltıyor. Konya spastisite tedavisi uygulamalarında bu enjeksiyonlar, fizik tedavi süreciyle desteklenerek daha etkili sonuçlar veriyor.
Dr. Şahin, “Botulinum toksini kasın aşırı kasılmasını engellerken, aynı zamanda fizyoterapi uygulamalarının önünü açar. Sertlik azaldığında, kasların hareket açıklığı artar ve hastanın egzersizlere verdiği yanıt güçlenir” diyerek kombine yaklaşımın önemini açıklıyor.

Nöromodülasyon teknikleriyle merkezi sistem uyarılıyor
Spastisite tedavisinde kullanılan bir diğer gelişmiş yöntem ise nöromodülasyondur. Bu teknik, sinir sistemine düşük yoğunluklu elektriksel uyarı vererek kas tonusunu düzenlemeyi hedefler. Konya fizik tedavi kliniklerinde bu yöntem, özel cihazlar aracılığıyla uygulanıyor.
Dr. Şahin, “Nöromodülasyon ile kaslara değil, doğrudan beyin ya da omurilik düzeyinde müdahale ediyoruz. Bu sayede spastisiteyi yalnızca sonuçtan değil, nedeninden çözmeye başlıyoruz” diyerek yöntemin derinlemesine etkisine işaret ediyor.
Fizik tedavi, egzersiz ve ergoterapi ayrılmaz bir bütün oluşturuyor
Spastisite yönetiminde yalnızca medikal veya teknolojik uygulamalar yeterli değil. Dr. Muhammed Şahin, manuel teknikler, germe uygulamaları, postür eğitimleri ve ergoterapi yöntemlerinin, tedavi planının vazgeçilmez parçaları olduğunu belirtiyor.
“Konya spastisite tedavisi planlamasında multidisipliner yaklaşımı esas alıyoruz. Hedefimiz sadece kasları yumuşatmak değil; hastanın günlük yaşam aktivitelerine, öz bakımına ve sosyal yaşama katılımına destek olmak” diyor.
Konya’da spastisite tedavisinde bütüncül yaklaşım öne çıkıyor
Konya’da faaliyet gösteren gelişmiş fizik tedavi merkezleri, spastisiteye karşı yalnızca klasik uygulamalarla değil, aynı zamanda ileri teknoloji ve kişisel takip sistemleriyle desteklenen bütüncül yaklaşımlar geliştiriyor. Her hasta için ayrı tedavi dosyası oluşturuluyor, haftalık değerlendirmelerle ilerleme kontrol altında tutuluyor.
Dr. Muhammed Şahin, “Tedavinin başarısı hastaya uygun hedefler belirlemekle başlar. Hedefsiz bir fizik tedavi süreci zaman kaybı olur. Bizim amacımız, hastanın işlevini artırmak ve yaşam kalitesini korumaktır” diyor.
Spastisiteyle mücadelede bilinçlenme artıyor
Son yıllarda Konya’da spastisite tedavisi konusunda hasta yakınlarının ve bireylerin farkındalığında önemli bir artış yaşanıyor. Özellikle çocuk yaşta serebral palsi tanısı konan bireylerde erken yaşta başlatılan tedavi protokolleri, kas kısalıklarının ve kalıcı deformitelerin önüne geçilmesini sağlıyor.
Dr. Muhammed Şahin, toplumun spastisiteyi daha iyi tanımasıyla birlikte, erken başvuru oranlarının da arttığını ve bu durumun tedavi başarılarını olumlu etkilediğini ifade ediyor.